Yoluna düştü gönlüm hasretle yana yana
Ne olur duy sesini zambaklar açmadan gel
Gece yine düşümde ağladım kana kana
Al güller kokusunu etrafa saçmadan gel
Sus pus şimdi anılar mazide var hep gizin
Doymak bilmez arzular sisli yollarda gezin
Tadı yok hiçbir şeyin sensiz hayat çok hazin
Sana olan bu sevdam kalbimden göçmeden gel
Boynu bükük güllerin sensiz sararıp soldu
Bülbüllerse yastalar artık şakımaz oldu
Yüzdüğümüz göldeki nilüferler kayboldu
Telli turnalar başka diyara uçmadan gel
Aşk yemini ederken gitti yârim unuttu
Nil’in divane oldu umutları uyuttu
Viran olan kalbimi acılar mekan tuttu
Bu sana son mektubum iş işten geçmeden gel