Bilim adamları, yüz yıldan uzun bir süredir feniletilamin maddesini (PEA) biliyorlar; ancak, son yıllarda bu maddenin aşk duygularından sorumlu bir madde olduğunu keşfettiler. "Aşk molekülü" olarak da adlandırılan bu madde, amfetamine çok benzeyen bir kimyasal. Beyinde feniletilaminin tetiklenmesi, göz göze gelmek ve el ele tutuşmak gibi basit davranışlarla bile olabiliyor. Araştırmacılar, kalp atışlarının hızlanması gibi tepkileri de beyinde yüksek dozda feniletilaminin salgılanmasına bağlıyorlar. Bilim adamlarına göre aşık bir insanın duyguları, mutluluğun yarattığı hoşluktan çok daha öte bir şey. Araştırmacılar, insanlar aşık olduklarında bedenlerinde ne gibi kimyasal ve nörolojik etkinliklerin gerçekleştiğini ortaya çıkarmaya çalışıyorlar; aşık olunca insanların iştahlarını kaybetmelerinin ve uykusuz kalabilmelerinin de bu kimyasaldan yüksek dozda salgılanmasına bağlı olduğunu söylüyorlar Aşk konusundaki çalışmalarıyla tanınan antropolog Helen Fischer, sevgililerin birlikteyken duydukları heyecanla, birbirlerinden ayrıyken yaşadıkları stresi, ilaç bağımlılarının davranışlarına benzetiyor.
Pek romantik sayılmasa da, yüksek dozda PEA salınımının aşık olmaktan başka yolları da olduğunu belirtelim. Örneğin, paraşütle atlamak ya da çikolata yemek gibi. Bu nedenle olsa gerek çikolata, aşıkların birbirlerine armağan vermeyi düşündüklerinde ilk akla gelen yiyecek. |